Kadınların yaşadığı şiddet her geçen gün artış gösterirken, bu durumu sorgulayan bir ses daha yükseliyor. Genç kadın Zeynep, yaşadığı korkunç olayları ve toplumun bu konudaki duyarsızlığını gözler önüne seriyor. Tehdit, dayak ve bıçaklı saldırı gibi şiddet biçimlerini yaşayan Zeynep, canının tehdit altında olduğunu düşündüğü bir ortamda toplumun sessizliğini düşündürücü bir dille eleştiriyor: "Öldürüldükten sonra sesimi duysanız ne olur?"
Zeynep, sıradan bir gün gittiği alışveriş merkezinde karşılaştığı bir grup genç tarafından tehdit edilir. Çektiği korku dolu anları anlatan Zeynep, "Kimse bana yardım etmedi. Bütün gözler üzerimdeydi ama kimse müdahale etmedi" diyor. Bu olayın ardından yaşadığı psikolojik zorluklar, Zeynep’in ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Zeynep, "Her an dışarıda kendimi güvende hissetmiyorum. Sürekli bir tehdit varmış gibi hissediyorum" ifadeleriyle durumunu özetliyor. Şiddet kurbanı olmanın getirdiği derin yaralar, hayatında sadece fiziksel değil, duygusal bir travma da bırakıyor.
Zeynep, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadına yönelik şiddetin toplumda neden normalleştirildiğine dikkat çekiyor. "Yaşadığımız bu olaylar sadece benimle ilgili değil, her kadının başına gelebilecek bir durum. Ama ne yazık ki, toplum bunları görmezden geliyor" diyen Zeynep, kadınların yaşadığı şiddet olaylarının sayısının her geçen gün arttığını ifade ediyor. Kadınların seslerini yükseltmeleri gerektiğini vurgulayan genç kadın, "Sadece erkekler değil, kadınlar da bu duruma karşı çıkmalı. Birlikte daha güçlü olabiliriz" diyor.
Zeynep’in güçlü duruşu ve cesur ifadeleri, toplumda bir farkındalık yaratmayı hedefliyor. "Bir gün bu işkence sona erecek mi?" sorusunu kendine soran Zeynep, umudunu yitirmeden mücadele etmeye devam edeceğini belirtiyor. "Toplumun üzerindeki bu ağır sessizlik kalkmalı. Her kadın, yaşadığı şiddeti anlatmalı, bu konuyu gündeme getirmeli" diyor. Zeynep’in isyanı, yalnızca kendi hikayesinin değil, birçok kadının hikayesinin de sesi oluyor.
Sonuç olarak, Zeynep’in cesur duruşu, her kadının yaşadığı şiddeti konuşma cesareti bulması için bir çağrı niteliği taşıyor. Toplumda yaşanan bu sessizlik ve duyarsızlık sona ermedikçe, kadınların başına gelen benzer olayların da artması bekleniyor. Her kadın, Zeynep’in hikayesinin bir parçası olabilir; ama tek yürek olup isyan etmeden, bu sorunları çözmekte zorlanacağımız ortada. Zeynep’in anlattığı bu hikaye, her kadının potansiyel olarak bir Şiddet Kurbanı olabileceğini hatırlatıyor ve bu nedenle oluşturulacak kampanyaların ve eylemlerin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.