Geçtiğimiz günlerde Afganistan'ın merkezi bölgelerinde meydana gelen şiddetli bir deprem, uykuda olan binlerce insanı hayattan kopardı. İlk belirlemelere göre 2 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği bu doğal afet, ülke genelinde büyük bir yıkıma neden oldu. Yetkililer, depremin ardından arama kurtarma çalışmalarına hız vererek kayıpları en aza indirmeye çalışıyor. Ancak, toplanan ölü sayısının artabileceği endişesi var. Bu yazımızda, depremin etkilerini, yapılması gerekenleri ve Afganistan'ın deprem sonrasındaki durumunu ele alacağız.
Afganistan, coğrafik yapısı nedeniyle sık sık depremlere maruz kalan bir ülke. Özellikle ülkenin kuzey ve doğu bölgeleri, ağır fay hatlarının bulunduğu alanlar olarak biliniyor. Geçmişte de birçok büyük deprem olayına tanık olan Afganistan, son olarak bu felaketi yaşadı. 6.8 büyüklüğündeki depremin merkez üssü, Kabil'in 160 kilometre güneyinde yer alan bir bölge olarak belirlendi. Uykuda yakalanan insanların yaşamını yitirmesi, ülkedeki sosyal yapının sarsılmasına ve bağımsız yardımların zamanında ulaştırılmasına engel oldu. Hükümet, bölgeye yardım göndermek için uluslararası topluma çağrıda bulunarak, tüm kaynakları seferber ettiklerini duyurdu.
Türkiye, ABD, Avrupa ülkeleri ve birçok uluslararası yardım kuruluşu, Afganistan’a yönelik yardım çalışmalarına başladı. Kurtarma ekipleri, depremzedeler için barınma ve yiyecek temin ederken, psikolojik destek hizmetleri de sağlanıyor. Ancak, ulaşım yollarının hasar görmesi ve güvenlik sorunları, yardım çalışmalarını oldukça zorlaştırıyor. Ülkenin merkezi ve kırsal bölgeler arasındaki iletişim ve ulaşım sistemi büyük ölçüde bozulmuş durumda. Her ne kadar bölgesel merkezlerde acil durum planları devreye alınmış olsa da, deprem sonrası yaşanan kaos ve panik, etkili yönetimi zorlaştırıyor. Yetkililer, tehlike altındaki bölgelerde yaşayan halkı bilgilendirerek, yeniden bu tip doğal felaketlerden nasıl korunabileceklerine dair eğitim programları başlatmayı planlıyor.
Afganistan, bu doğal afetten sonra yeniden inşa sürecine girmek zorunda kalacak. Ancak, uzun sürdürülebilir çözümler üretilmeden önce, bu tür olaylara karşı toplumsal bilincin artırılması ve altyapının güçlendirilmesi gerekiyor. Zira, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri dolayısıyla doğal afetlerin sıklığı artarken, uluslararası toplumun iş birliği içinde olması büyük bir gereklilik. Yalnızca maddi destek sunmakla kalmayıp,, aynı zamanda Afganistan halkının rehabilitasyon sürecine de destek sağlamalıyız.
Sonuç olarak, Afganistan'daki bu büyük felaket, sadece can kaybı ile değil, maddi ve manevi anlamda da derin yaralar açtı. Ülke, tekrar toparlanmak ve yeniden inşa edilmek üzere zorlu bir sürece girecek. Ancak, dayanışma ve güçlü bir irade ile bu zor günlerin üstesinden gelebileceğimiz konusunda ümitvar olmamız gerekiyor.