2023 yılının en kritik uluslararası toplantılarından biri, 24 Ekim’de İtalya'nın başkenti Roma'da gerçekleştirildi. İran ve ABD'nin yanı sıra, Avrupa Birliği ve diğer tarafların da davetli olduğu bu büyük zirve, nükleer müzakerelerin yeniden şekillenmesi açısından büyük önem taşıyor. Gerçekleştirilen toplantıda, İran'ın nükleer programına yönelik endişeler, Bercam anlaşması çerçevesinde ele alındı. Zira, dünya kamuoyunun dikkatini çeken bu toplantı, bölgedeki jeopolitik dengeleri etkileyebilir.
2015 yılında imzalanan Bercam (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) anlaşması, İran'ın nükleer programını sınırlamak için büyük bir adım olarak görülüyordu. Ancak, 2018'de ABD'nin tek taraflı olarak anlaşmadan çekilmesiyle birlikte süreç ciddi bir krize sürüklendi. İran, bu çekilmeden sonra nükleer faaliyetlerini hızlandırmaya başladı ve gizli tesisler geliştirmeye yöneldi. Bu yeni zirve, İran'ın nükleer kapasitesinin arttığı bir dönemde, tarafların masaya oturarak müzakerelere yeniden başlama yolunda atılan önemli bir adım oldu.
Roma'daki toplantıda, özellikle iki başlık öne çıktı: İran'ın nükleer programını şeffaf hale getirmesi ve ABD'nin müzakerelere dönmesi. Taraflar, İran’ın nükleer faaliyetlerinin şeffaflık kazanması için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinde durdu. Bunun yanı sıra, ABD'nin olası yaptırımlarını nasıl kaldıracağı ve bunun karşılığında İran’ın ne tür taahhütlerde bulunabileceği de konuşulan başlıca konular arasında yer aldı.
Toplantıda, dünya genelinde artan gerilimlerin de dikkate alındığı bildirildi. Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu'daki gerilimlerin nükleer müzakerelere olan etkileri üzerinde duruldu. Uzmanlar, bu tür uluslararası çatışmaların çözümünde nükleer silahların yayılmasının önlenmesi gerektiğini vurguladı. Bu noktada, İran’ın nükleer silah elde etmesine engel olmak, tüm tarafların ortak hedefi olarak belirlendi.
Bunun yanı sıra, toplantının sonunda yapılan basın açıklamasında, müzakerelerin sürekliliğinin sağlanması gerektiği vurgulandı. Tarafların, müzakerelere yönelik olumlu bir atmosfer oluşturulması konusunda hemfikir oldukları ifade edildi. Ancak, bu konuda atılacak adımların sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiği de belirtildi.
Bugün, Roma'daki bu kritik zirve, dünya genelinde nükleer dengeyi sağlamak için yeni bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Hem İran hem de ABD açısından, müzakerelerin sonuçları sadece iki ülkenin değil, tüm bölgenin geleceğini etkileyebilir. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde artan baskılar, tarafları daha da yaklaştırabilir. Gelecek dönemde, bu müzakerelerin nasıl ilerleyeceği, dünya genelinde barışın tesis edilmesi adına büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Roma'da gerçekleşen bu nükleer toplantı, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi olabilir. Hem İran hem de ABD, daha önce hiç olmadığı kadar dikkatli olmak zorunda ve bu süreçte yapacakları her adım, küresel jeopolitik dengelere etki edebilir. Roma'daki zirve yarattığı iyimser havanın yanında, olası rubik küp gibi karmaşık sorunların çözüme kavuşturulmasına yönelik önemli bir başlangıç olabilir.