İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Gazze'deki insani duruma dair yaptığı açıklama, dünya genelinde büyük bir tartışma konusu oldu. Netanyahu, "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesiyle, bölgedeki insani krizin abartıldığını öne sürdü. Ancak bu ifadeler, çeşitli insani yardım kuruluşları ve bölgedeki tanıkların anlatımlarıyla çelişiyor. Çatışmaların yoğun olduğu bu coğrafyada, insan hayatının ne kadar kıymetsiz hale geldiğini gözler önüne seren gerçekler, Netanyahu'nun söylemleriyle net bir zıtlık oluşturuyor.
Birleşmiş Milletler ve insani yardım kuruluşlarının raporları, Gazze'deki durumun oldukça ciddi olduğunu gösteriyor. Son verilere göre, bölgede yaşayan insanların %80’inden fazlası insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Özellikle son çatışmalardan sonra, gıda, su ve sağlık hizmetlerine erişim daha da kısıtlandı. Birçok aile, temel gıda maddelerini temin edememekte ve bu durum açlık sorununu derinleştirmekte. Örneğin, gıda fiyatları son 6 ayda %30 oranında artmış durumda. Bu artış, ailelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için harcadıkları bütçeyi ciddi anlamda zorlamakta.
Gazze'de yaşayan tanıklar, durumu kendi gözleriyle anlatıyor. Asma Youssef, 35 yaşında bir anne ve üç çocuğun sahibidir. Youssef, "Marketlere gittiğimizde, çoğu zaman sadece pirinç veya un bulabiliyoruz. Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamak için bazen gıda maddelerini paylaşmak zorunda kalıyorum" diyor. Bir diğer tanık, Ahmed El-Far, su ve elektrik kesintilerinin yaşamı nasıl zorlaştırdığına dikkat çekiyor: "Bir hafta boyunca elektriğimiz yoktu. Bu, normal gıda saklama koşullarını imkansız hale getiriyor. Suya erişimimiz fazla yok, sadece birkaç saat boyunca suyun olduğu saatleri bekliyoruz."
Netanyahu'nun açıklamaları, uluslararası toplumu ikiye bölmüş durumda. Bir kesim, bu ifadelerin gerçekleri yansıtmadığını ve Gazze'deki insani durumu yeterince önemsemediğini savunuyor. Diğer bir kesim ise, İsrail hükümetinin mevcut durumu kontrol etmeye çalıştığını ve yapılandırılmış bir çözüm arayışında olduğunu iddia ediyor. Ancak gerçek olan şu ki, Gazze halkı her geçen gün daha fazla zorlukla karşı karşıya kalıyor. Gıda, su ve sağlık hizmetleri konusunda yaşanan eksiklikler, bu bölgedeki insanların yaşam kalitesini tehlikeye atıyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, gerçeklerle dolu bir bölgedeki acıların göz ardı edilmesine neden olabilecek bir cümle. Gazze, sadece bir bölge değil, insanlık adına birçok ders ve hikaye barındıran bir yaşam alanı. Dünya bu gerçekleri görmeli ve üzerine düşeni yapmalıdır. İnsani yardımların artırılması ve diplomatik çözümlerin bulunması, Gazze halkının barış ve refah içinde yaşamasının önünü açabilir.