Son yıllarda sosyal medya, anlık haberleşme, fikir paylaşımı ve toplumsal meselelerin dile getirilmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle tweet atmak, bireylerin düşüncelerini ifade etmeleri için en yaygın ve etkili yollar arasında bulunmaktadır. Ancak İran gibi otoriter rejimlerde, sosyal medya platformlarına erişim büyük ölçüde kısıtlanmaktadır. Buna rağmen İranlıların, tweet atma özlemi ve bu konuda buldukları yaratıcı çözümler, genç neslin özgürlük arayışını gözler önüne seriyor.
İran, yıllardır uluslararası alanda sosyal medya platformlarını kontrol altında tutmaya çalışan bir ülke olmuştur. Özellikle Twitter, Facebook ve Telegram gibi uygulamalar, hükümetin sıkı denetimi altında bulunmaktadır. Bu durum, özellikle genç bireylerin seslerini duyurmasını ve fikirlerini paylaşmasını engellemektedir. Ancak İranlı gençler, bu engellere rağmen sosyal medya ile olan bağlarını koparmamak için çeşitli yollar denemektedirler. İnternetin yanı sıra, VPN (Sanal Özel Ağ) kullanımı gibi yöntemlerle sosyal medya platformlarına erişim sağlamak, İran gençликlerinin günlük hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Peki, İranlı gençler bu sıkıntılı duruma karşı nasıl bir çözüm üretiyorlar? Öncelikle, sosyal medya yasaklarının üstesinden gelmek için VPN kullanımı oldukça yaygındır. İranlılar, internet trafiğini şifreleyerek engellenmiş sitelere erişim sağlamakta ve böylece tweet atma arzularını gerçekleştirmektedirler. Bunun yanı sıra, bazıları sosyal medyada kendi seslerini duyurmak için yurt dışındaki arkadaşlarına ya da tanıdıklarına güvenerek, onların hesapları üzerinden paylaşım yapma yoluna gitmektedirler. Böylece, İran sınırları içinde tweet atma imkanı bulamayan gençler, dış dünya ile bağlantı kurma şansına sahip olmaktadırlar.
Özellikle protesto dönemlerinde, sosyal medya platformları, toplumsal olayların anlık olarak yayılması ve dünya kamuoyunun dikkatini çekmesi açısından büyük bir etki yaratmıştır. Yüzlerce İranlı, çeşitli hashtag'ler altında toplanarak, yaşanan olumsuzlukları dünya ile paylaşmayı başarmıştır. Bu durum, gençlerin sosyal adalet ve insan hakları konularında daha bilinçli hale gelmelerine katkıda bulunmuştur.
Bununla birlikte, İran hükümeti zaman zaman sosyal medya platformlarını tümüyle kapatma yoluna gitse de, halkın bu platformlardaki varlığı ve yürütülen karşıt söylemler, aslında otoriter rejimin bu tür yasaklarının ne kadar etkisiz kaldığını gözler önüne sermektedir. Özellikle Twitter gibi platformlar, toplumsal hareketlerin organizasyonunda ve halkın taleplerinin duyurulmasında önemli bir rol oynamaktadır. O nedenle İranlı gençlerin tweet atma isteği, sadece eğlence ve sosyal etkileşimden daha fazlasını temsil etmekte; aynı zamanda özgürlük ve hak arayışlarının bir sembolü haline gelmektedir.
Özetle, İranlı gençler tweet atma isteğini her ne kadar çeşitli engeller ve kısıtlamalarla karşılaşsalar da, bu durum karşısında pes etmiyorlar. İnternetin sunduğu olanaklar ve yarattıkları yaratıcı çözümlerle sosyal medyada var olma çabası, aslında toplumsal değişim ve gelişimin öncüsü olma yönünde büyük bir adım atıldığını göstermektedir. Bu durum, sadece İran’ı değil, dünya genelindeki otoriter rejimlerin sosyal medya üzerindeki kısıtlamalarının ne kadar geçerli olduğunu da sorgulatmaktadır.
Geçmişte onlara yöneltilen eleştirilerin yerini, artık bir özgürlük mücadelesi almaktadır. Her ne kadar hükümet politikaları ve engeller güçlü görünse de, gençlerin azmi ve yaratıcılığı, bu mücadelede belirleyici bir unsuru temsil etmektedir. Gelecekte İran’ın sosyal medyadaki bu özgürlük mücadelesinin nasıl evrileceğini görmek için hep birlikte bekleyip göreceğiz.