Gazze, bir kez daha bayram ruhunun yerini hüzne ve yas almaya zorlandığı bir dönemden geçiyor. Her yıl kutlanan bayramlar, bu yıl da insanların yüzlerine bir gülümseme kazandırması beklenirken, bölgedeki çatışmalar ve insani krizler nedeniyle neşeden uzak bir atmosfer hakim. Yerel halk, toplumsal yaralar yaşayan, kayıplarını derin bir acı ile hisseden bir toplum olmanın zorluklarıyla yüzleşiyor. Öyle ki, bayram hazırlıkları ve etkinlikleri, yaşanan üzüntü ve kederle gölgelenmiş durumda.
Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail’e olan sevgisinin simgesi olarak bilinen bayram, bölgede genel bir mutluluk ve birlik duygusu barındırsa da, Gazze'deki insanlık durumu bu duyguları olumsuz etkiliyor. Uzun süredir devam eden çatışmalar, sosyal, ekonomik ve insani sorunları daha da derinleştirmiş durumda. Savaşın etkileriyle yer değiştiren aileler, kaybettikleri sevdiklerinin yasını tutarken, bayramın gelmesiyle birlikte bu acıyı daha tartışmalı bir hale getiriyor. Her bayram, kaybettiğimiz insanların anısına birer saygı duruşu gibi geçiyor.
Bayram kelimesinin anlamı, sevinç ve kutlama olarak anılırken, Gazze’nin sokaklarından yayılan derin bir sessizlik ve hüznün içinde kaybolmuş durumda. Aileler, çoğu zaman geleneksel bayram yemeklerini hazırlamak yerine, bir araya gelmenin anlamını düşündükleri yas günlerine odaklanıyor. Çocukların bayramlık giysileri alınıp giydirilirken, gözlerinde kaybettikleri kardeşlerinin, babalarının veya diğer aile üyelerinin yokluğu var. Bayramlar, olumsuzluklarla dolu bir atmosferde neşe kaynağı olmaktan çok, yaşanan dramı daha belirgin hale getiriyor.
Gazze'deki insani kriz, temel ihtiyaçların karşılanmasını bile zorlaştırırken, bayram dönemi, insanların ruhsal açıdan da çöküş yaşamasına neden oluyor. Gösterilen dayanışma ve yardımlar, geçici bir rahatlama sağlasa da, uzun vadede etkili çözümler sunmuyor. Bayram, yalnızca dini bir bayram değil, aynı zamanda insanların dayanışma ve sevinç paylaşma zamanıdır. Ancak Gazze’de bayram, bu değerleri yitirmiş gibi görünüyor.
Birçok aile, özellikle bu yıl kısmi olarak yapılan yardımlara rağmen, yine de maddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Her geçen yıl artan temel gıda maddeleri fiyatları, birçok aileyi zor durumda bırakırken, bayram heyecanı yerini kaygılara bırakmış durumda. Ekonomik dar boğaz, savaşın etkileri ve devam eden çatışmalar, Gazze’nin güzel geleneğini gölgeliyor. Bununla birlikte, yerel halk arasında dayanışma ruhu hala güçlü duruyor ve bu zor günlerde bir araya gelerek, acılarını daha katlanılır hale getiriyorlar.
Gösterilen bu dayanışma, Gazze’nin geleceği için umudun kaybolmadığını gösteriyor. Bayramlar, tamamen bir eğlence olmanın ötesinde, toplumsal bağları güçlendiren, kayıpların anıldığını ve sevdiklerimizin neden sorumlu olduğumuzu hatırlatan günler. Gazze halkı için her bayram, geçmişte kaybedilenleri hatırlamanın, yaşamaya devam etmenin, umut beslemenin ve geleceğe dair umut etmenin bir sembolü. Bu nedenle, her ne kadar görünürde yas günü gibi geçse de, insanların içinden gelen umut ışığı ve inanç hiç bir zaman sönmeyecek gibi görünüyor.
Özetle, Gazze'de bayram, bir kutlama değil, bir yas, bir anma günü olarak geçiyor. Savaş ve istikrarsızlık nedeniyle yaşanan acılar, insanların bayram coşkusunu bir kez daha gölgede bırakmış durumda. Umut ve birlik ruhunun ardından gelen derin acı, Gazze’nin varoluş mücadelesinin bir parçası olarak devam ediyor. Yüreklerdeki bu hüzün, her geçen gün artarak devam eden insani krizler ile birleştiğinde, geleceğe yönelik kaygıların artmasına sebep oluyor. Bu zorlu günlerin ardından, elbette tekrar bir bayram neşesinin yaşanacağı günlerin geleceği ümidi her daim var…