El Salvador, Orta Amerika’da yer alan küçük bir ülke olmasına rağmen, yıllardır devam eden göçmen krizinin tam ortasında yer alıyor. Ülkede yaşanan şiddet, yoksulluk ve iklim değişikliği gibi faktörler, halkı güvenli bir yaşam için göç etmeye zorlamakta. Bu durum, El Salvador’un liderleri tarafından “cehennemdeki göçmenler” olarak nitelendirilen bireylerin dramını ortaya koymakta. Ülkenin başkanlarından Nayib Bukele, göçmenlerin durumunu ele alırken, Amerika Birleşik Devletleri’nin bu konuda büyük bir sorumluluğa sahip olduğunu savunuyor. Bukele’nin bu açıklamaları, göçmen krizinin çözümünde ABD’nin rolünü yeniden gündeme getiriyor.
El Salvador, son on yılda bir dizi içsel ve dışsal koşul nedeniyle büyük bir göç dalgası yaşamaktadır. Ülkedeki çeteler, özellikle MS-13 ve rival çeteler, halkın güvenliğini tehdit eden en büyük faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Suç işleme oranları, genç nüfusu hedef alan şiddet olayları ve kadınlara yönelik saldırılar, insanların ülkeyi terk etmesine sebep oluyor. Ayrıca, El Salvador’un ekonomik koşulları da oldukça kötü. Yüksek işsizlik oranları ve yetersiz eğitim imkânları, gençlerin ve ailelerin ülke dışına çıkma arzusunu artırıyor.
Göç eden kişilerin çoğu, hayallerini gerçekleştirmek ve daha iyi bir hayat bulmak umuduyla Amerika Birleşik Devletleri’ne yöneliyor. Ancak bu yolculuk çok tehlikeli; birçok kişi, ırkçılık, insan kaçakçılığı ve zorbalık gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kalıyor. El Salvadorlu göçmenlerin çoğunluğunun Amerika Birleşik Devletleri’ne ulaşma amacı, daha fazla güvenlik ve ekonomik fırsatlar elde etmek. Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, bu süreç birçok zorluk ve tehlike barındırıyor.
El Salvador’un Başkanı Nayib Bukele, göçmen sorununu gündeme getirdikten sonra ABD’ye yönelik sert eleştiriler yapmaya başladı. Bukele, ülkelerinin sorunlarının kökeninin ABD’ye dayandığını ve Amerikan politika setinin bölgedeki ekonomik ve sosyal durumları olumsuz etkilediğini vurgulamakta. Başkan Bukele, ABD'nin El Salvador’a yönelik sağladığı yardımların yetersiz olduğunu, daha fazla ekonomik destek ve politik çözüm önerilerine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
“Cehennemdeki göçmenler” terimi, El Salvador’dan ayrılan ve çeşitli zorluklarla karşılaşan insanları tanımlamak için kullanılıyor. Bukele, bu şekilde Amerika’dan daha fazla sorumluluk üstlenmesini ve sorunların çözümünde aktif rol almasını istiyor. Bu görüşler, hem El Salvador içinde hem de uluslararası platformda geniş yankı bulmuş durumda. Bazı uzmanlar, Bukele’nin eleştirilerini desteklerken, diğerleri bunun uluslararası politikada riskli bir strateji olduğunu savunuyor.
El Salvador’daki göçmen sorunu, ülkede yaşayan insanlar açısından sadece bir istatistikten ibaret değil; bu insanlar hayatlarını, hayallerini ve ailelerini geride bırakmak zorunda kalıyor. ABD’nin göç politikalarının sıkılaştırılması, El Salvadorlu göçmenlerin yaşamlarını daha da zorlaştırıyor. Türkiye gibi ülkelerde, El Salvadorlu göçmenler genellikle ikinci sınıf vatandaş gibi muamele görmekte ve sıklıkla ayrımcılığa uğramaktadır. Bunun yanında, birçok insan, güvenlik sorunları nedeniyle hiçbir şekilde geri dönmeye cesaret edemiyorlar.
Sonuç olarak, El Salvador’daki göçmen sorununu ele almak, sadece yerel değil, küresel bir mesele haline gelmiştir. Bukele’nin açıklamaları, ABD ve diğer ülkelerin bu sorunu çözme noktasında ne kadar aktif olduklarını sorgulamaktadır. El Salvador’un “cehennemdeki” göçmenleri, büyük bir özgürlük ve güvenlik savaşında savruluyor ve çözüm için dünya devlerinin ortak adım atmasına ihtiyaç duyuyor. Bütün bunlarla birlikte, bu göçmenlerin insan haklarına saygı gösterilmesi, uluslararası işbirliğinin önemi artmaktadır. Yapılan bu çağrılar, Türk medyası ve uluslararası medya konularının izlencelerinde daha fazla yer edinmelidir.