Her yıl ailelerin bir araya gelip sevinçle kutladığı bayramlar, bu yıl ne yazık ki bir trajediye sahne oldu. 29 yaşındaki Dilan, eşi tarafından katledildi. Bu olay, toplumu derin bir üzüntüye boğarken, kadın cinayetlerinin artışı konusundaki endişeleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Dilan, eşiyle birlikte bayramı kutlamak üzere ailesinin evine gitmişti. Bayramın ilk gününde, herkes sevinç içinde birbirleriyle bayramlaşırken, Dilan’ın evdeki kocası ile arasında geçen bir tartışma çığırından çıktı. Tanıkların ifadesine göre, Dilan’ın eşi, öfkesine hakim olamayarak Dilan’a şiddet uyguladı. Aile bireyleri, Dilan’ın bağırışlarını duyduğunda hemen olaya müdahale etmek için içeri girdi. Ancak, olay çok geç olmuştu; Dilan, ağır yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldı ama kurtarılamadı.
Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen, Dilan’ın hayatını kaybetmesi, olayı yaşayan aile ve tanıklar üzerinde derin bir etki bıraktı. Dilan’ın ailesi, kızı için başka bir bayramda kutlama yapmak yerine, acı bir yas süreciyle karşı karşıya kalmış oldu. Bu durum, toplumda kadınların yaşadığı şiddeti yeniden gündeme getirirken, benzer olayların önlenmesi için alınması gereken önlemleri tartışmaya açtı.
Son yıllarda ülkemizde kadın cinayetleri ve aile içi şiddet olayları artış göstermeye devam ediyor. Bunlar sadece istatistiklerden ibaret değil; her olay, bir ailenin, bir toplumun kaderini derinden etkiliyor. Uzmanlara göre, aile içindeki şiddetin temel nedenleri arasında erkek egemen toplum yapısı, kişisel çatışmaların sağlıksız yönetimi ve iletişim eksikliği yer alıyor. Dilan gibi birçok kadın, bu tür bir şiddet nedeniyle hayatını kaybederken, hayatta kalanların yaşadığı travma da cabası.
Toplumun, kadın cinayetlerine karşı daha duyarlı olması ve bu tür trajedilerin önlenmesi için eğitime, bilinçlendirmeye ve etkin yasal düzenlemelere ihtiyacı var. 2023’te yapılan araştırmalar, kadınların %40’ının şiddet mağduru olduğunu gösteriyor. Ancak, yaşanan olaylar karşısında toplumun sessiz kalması, bu sorunun daha da büyümesine neden oluyor.
Dilan’ın trajedisi, maalesef ilk değil ve son da olmayacak. Bu tür olayların yaşanmaması için eğitimin arttırılması, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun işlenmesi ve erkeklerin de bu konuda bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca, kadınları koruma kanunlarının etkin bir şekilde uygulanması gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi.
Bayram boyunca yaşanan bu acı olay, Dilan’ın sadece bir kurban olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorunun da sembolü olduğunu hatırlatmalı. Dilan’ın katili cezasını almalı ve benzer trajedilerin yaşanmaması için toplum olarak hepimiz üzerine düşeni yapmalıyız. Sadece Dilan için değil, hayatını kaybeden diğer kadınlar için de mücadele etmenin zamanıdır.
Bu olay, Dilan’ın anısını yaşatmak ve benzer acıların yaşanmaması adına ses çıkarılması gerektiğini hatırlatıyor. Bayramların, neşe ve mutluluk kaynağı olması dileğiyle... Onu asla unutmamalıyız.